Tarihçesi
Hani ilçesinin bugünkü adının nereden geldiği ile ilgili bilgilerin tümü birtakım efsanelere dayanmaktadır. Bu efsanelerden en mantıklı olanı, ilçenin, bu adı bölgede bulunan ve yerel dilde “yenı” olarak tabir edilen “Ayn-ı Kebir” su kaynağından aldığıdır.1
Kuruluş tarihi kesin olarak bilinmeyen Hani’nin tarihteki ilk yerleşimcilerinin Subaru2 ahalisinden olan Hurri ve Nirbiler olduğu kabul edilmiştir. Uzunca bir dönem Hurri egemenliğinde kalan bölge, yine aynı soydan gelen Mitanniler’in egemenliğinde kaldıktan sonra Asurlar ve Urartular’ın egemenliğine girmiştir. Hani ile ilgili ilk yazılı bilgiler M.Ö.VIII. yüzyıldan kalma Asur kaynaklarında geçmektedir. Bu kaynaklarda yer alan bilgilere göre, Amidi gayesi ile Urartular ve Asurlar arasındaki savaşların bir bölümü Hani bölgesinde cereyan etmiştir . O tarihten bu yana Diyarbakır şehrine egemen olan devletler Hani’ye de egemen olmuştur.3
Urartular’dan sonra ilçenin idaresi altına girdiği devletler sırasıyla İskitler,Medler, Persler, Makedonyalılar,Romalılar, Sasaniler, Bizanslılar, Emevi ve Abbasi devletleridir. Malazgirt Zaferi (1071) ile birlikte Türkler’in idaresi altına girmeye başlayan bölge, bu tarihten sonra da Selçuklu , Artuklu, Akkoyunlu ve Safeviegemenliğinde kalmıştır. Bölge, Yavuz Sultan Selim ile Şah İsmail arasında 23 Ağustos 1514’te yapılanÇaldıran Savaşı’ndan sonra da Osmanlı hakimiyetine girmiştir. Ancak bazı kaynaklarda şehrin 23 Ağustos 1514’te değil, 19 Eylül 1515’te alındığı belirtilmiştir.4
1875’te Palu’ya bağlı bir bucak olan Hani , sonraları Lice’ye bağlanmıştır.5 1958 yılında ise Diyarbakır İline bağlanan Hani, bu tarihten sonra ilçe statüsünü kazanmış6 ve bu statünün getirisi ile de birçok kamu kurum ve kuruluşunu bünyesine katarak bugün yepyeni bir kimlik kazanmıştır.
Kaynakça:
1 Hani adının nereden geldiği ile ilgili nakledilen rivayetlerden biri şöyledir: Tarihte ‘Kalaba’ olarak adlandırılan Hani’de vaktiyle bir deprem olmuş ve yerleşim yeri bu depremden sonra yerle bir olmuştur. Ne var ki, daha önce ticaret amacıyla ilçeden çıkıp uzak yerlere giden tüccarlar geri döndükleri vakit, ilçeyi yerinde görememiş ve birbirlerine nerede anlamına gelen ‘Hani’ tabirini kullanınca, ilçenin adı ‘Hani’ diye anılmaya başlanmıştır.
2 Subaru; Sümer ve Akadlar’dan kalan belgelerden anlaşıldığına göre, Dicle ve Fırat Nehirleri arasındaki bölgeye yerleşen halklara verilen bir isimdi. Kaldı ki, bu kavmin dilinde Subaru “Irmaklar arası” anlamına gelmekteydi. Beysanoğlu,Kültürümüzde Diyarbakır, Ankara , 1992, 3.
Coğrafi Konumu ve Özellikleri
Hani ilçesi, Diyarbakır’ın 97 km. kuzeyinde yer almaktadır. İlçe , 40o-41' doğu boylamları ile 38o-39' kuzey enlemleri arasında bulunmaktadır.
İlçenin kuzeyinde Genç ve Bingöl, kuzeybatısında Elazığ, batısında Dicle,doğusunda Lice, güneyinde Diyarbakır, güneydoğusunda ise Kocaköy ilçesi bulunmaktadır.1
Denizden 1200 m. yüksekliğindeki dağlık bir bölgede kurulmuş olan İlçenin yüzölçümü 415 km2.’yi bulmaktadır.2 İlçe merkezinin kuzeyinde Nem ve Babiğ dağları, güneyinde ise Çimen ve Dibri dağları yer almaktadır. Bu dağların arasında yer alan Hani Ovası’nın kuzeyindeki dağlar Babiğ Boğazı , güneyindeki sıradağlar ise Gabon Boğazı ile aşılmıştır.
İdari bakımdan Güneydoğu Anadolu Bölgesi içerisinde yer alan İlçe, fiziki özellikleri bakımından Güneydoğu Anadolu ve Doğu Anadolu bölgeleri arasında bir geçiş karakteri göstermektedir. Yazları sıcak ve kurak, kışları kar yağışlı ve uzun geçmektedir. Özellikle kış aylarında Doğu Anadolu’yu etkisi altına alan soğuk ve karlı hava kuzeydeki Babiğ Boğazı yoluyla ilçeyi etkisi altına almaktadır.
Güneydoğu Anadolu’yu etkisi altına alan sıcak ve kuru hava, güneydeki Gabon Boğazı yoluyla ilçeyi etkisi altına almaktadır.3 İlk dönemlerde daha çok Hani Ovası’nda kurulmuş olan yerleşmeler zamanla bölgede meydan gelen doğal afetler sonucu yıkılınca, yeni yerleşmeler kuzeye kaydırılarak dağ eteklerine kadar ulaşmıştır. İskan alanı 2096 m2 olan ilçenin mevcut imar faaliyetleri gelişi güzel bir şekilde yapılmıştır. Dar ve düzensiz sokaklardan oluşan şehir toplam 4 mahalleden oluşmaktadır. Daha evvel mezarlık olarak faaliyet gösteren “Merkez Mahallesi” ilçenin ticaret merkezi kimliğine bürünmüştür.
Kagir ve betonarme evlerden müteşekkil olan “Çarşı Mahallesi” Ulu Camii, Ayn-ı Kebir Su Kaynağı ve Yeşil Parkı ile ünlü olmasına rağmen, eski ticaret merkezi olma fonksiyonunu tamamen yitirmiştir.
İlçenin diğer iki mahallesi de “Zirve ve Deregan” mahalleleridir. Tümüyle kagir yapılarla dolu olan bu mahalleler bölgenin en eski yerleşim alanlarıdır. Ancak zamanla yeni yerleşmelerin kurulmasıyla bu mahalleler eski cazibelerini kaybetmiştir.
Hani’de km.’ye 63 kişi düşmektedir. 1970 yılındaki nüfus sayımına göre toplam nüfusu 18164 kişi olan İlçeye 17 köy, 12 de mezra bağlı bulunmaktaydı.4 Meydana gelen son değişikliklerle şu anda merkez nüfusu 10.302; köy nüfusu 27.516 kişi olan İlçenin toplam nüfusu 37.818 kişi olup İlçeye bağlı 20 köy, 23 de mezra bulunmaktadır.5
Hatuniye Medresesi:Sancar Şahin Validesi Zeynep Hanım tarafından 13.yüzyılda yapıldığı sanılmaktadır.
(Hatuniye Medresesi)
Ulu Camii:Kesin olarak tarihi bilinmemekle beraber bir Selçuklu eseri olup,15.yy. da yapıldığı sanılmaktadır.
(Ulu Cami)
Aynkeris Şifalı Suyu:İlçe merkezinden 2km. mesafededir,sarılık hastalığına iyi geldiği sanılmaktadır.Pekçok kişi ziyarete gelip yıkanmaktadır. Yıllık ziyaretçi sayısı 10.000 kişi dolayındadır.
(Aynkeris Suyu)
Koki Çayı Mesiresi:İlçe merkezinden 8km. mesafedeir.Burada kaynayan suda bol miktarda alabalık bulunur.Saniyede 6m3 su akmaktadır.
Aynkebir Havuzu:Aynkebir su havuzu Ulucami ile Hatuniye medresesi arasında bulunan büyük bir havuzdur.Bu su Hani Dağının eteklerinde kaynar ve 9 kemerli bentlerden çıkarak bir havuz oluşturur.havuza 7 gözden su akmaktadır.Akan su ile ilçenin tüm arazileri sulandırılmaktadır.Ayrıca su ile 8 adet su değirmeni çalıştırılmaktadır.M.Ö. 2000 yılında Hüriler tarafından yapılmıştır. Hani ilçesinin bağlı olduğu Diyarbakır merkez ilçeye olan uzaklığı 97 km dir.Merkez ,Çarşı,Derelli,Zirve mahallesi olmak üzere ilçe merkezi 4 mahalleden ibarettir.
(Aynkebir Havuzu)
Diyarbakır Hani ilçesine 3 km. uzaklıkta bulunan Anakaris Suyunun çevresinde herhangi bir tesis bulunmamaktadır. Bu suyun ne zaman bulunduğu konusunda da bir bilgi yoktur.
Burada içme kürleri yapılmakta olup, sarılık, karaciğer hastalıklarına iyi geldiği ve böbrek taşlarının düşürülmesinde etkili olduğu bilinmektedir.
(Şeyh Bedrettin Türbesi )
Diyarbakır, Hani İlçesinde bulunan şeyh Bedrettin Türbesinin ne zaman yapıldığı bilinmemektedir.
Türbe kareye yakın dikdörtgen planlı olup, üzeri içten tonoz, dıştan da çatı ile örtülüdür. Kesme taş ve moloz taştan yapılmıştır. Cephesi muntazam kesme taş ile örülmüştür. Giriş kapısı hafif sivri kemerli olup, içerisi küçük bir pencere ile aydınlatılmıştır. Türbenin içerisinde ve dışarısında bir bezeme elemanı bulunmamaktadır. Yapı mimari yönden herhangi bir özellik taşımamaktadır.